KADININ ÇOK
EŞLE EVLİLİĞİN YAPMAMASI VE ERKEĞİN CAİZ OLMASININ
FELSEFESİ
Nizameddin İbrahimoğlu
Hitit Üniversitesi -
İlahiyat Fakültesi
ÖNSÖZ
Batı sömürgeci devletlerin fasık siyasetçileri ve münafık âlimleri;
zaman zaman bu hassas konuyu Müslümanlara tartışmaya
açarlar ve İslam’da kadın ve erkek eşitsizliğinin var
olması ile suçluyorlar. İslam âlimler gibi Sanki
Müslümanların menfaattarını korumuş gibi; birde onlara
öğüt verirler.
Artık bunların amaçları Müslümanlar arasında bellidir. Onlar, İslam
dinini küçük düşürmek ve onların imanlarını sarsmak için
her yönden savaşıyorlar. Bu menfaatçi siyasetçiler,
çıkarları için çalışmayana kişilere karşı saygısızlık,
kin ve nefret beslemektedirler. Tarih kitapları bizim
için en iyi ispattır.
Bilindiği gibi Müslümanlar daha önce de bunun gibi sorularla karşı
karşıya kalmaktadırlar. Hale bizim çağımızda da birçok
kişi bu sorular sormakta ve
kıyamete kadar da devam edecektir.
Sordukları sorular ise; Kur'an-ı
kerimi istihfaf etmek, hafife almak ve küçümsemek için
soruyorlardı: Bunlardan:
Neden İslam’da kadın-erkek eşitliği, kadın hakları yok? Neden
İslam’da erkeklere çok evlilik serbest kadınlara serbest
değil? Kuranı kerim eski bir kitap olduğu ve çağımıza
uygun olmadığını idea ettiler! Aynı şekilde
Peygamberimize (s.a.v)’e yönelik iftiralar ise: Onun
cahil, büyücü, şair olduğunu ve hadislerin sahih
olmadığını ve çok evliliğin sebebini şehvete
bağladıklarını hep söylerler? Peygamber efendimizin
(s.a.v)’in güvenilir ve sadık bir kişi olduğunu ve onun
peygamber olarak gönderildiğini çok iyi bildikleri halde
onu suçlamaya devam ediyorlar. Aynı şekilde
Peygamberimizin 52 yaşına kadar tek evlilik yaptığını ve
evli olan Hatice annemiz 40 yaşında ve peygamberimiz 25
yaşında iken onunla evlendiğini biliyorlardı.
Yaklaşık 25 yıllık
gençlik döneminin tümünü tek hanımla geçirdiğini de
biliyorlardı.
Arzularını tatmin etmek için değil İslami yüce ilkeler
uğruna onunla evlendiğini ve onun vefatından birkaç yıl
sonra ve elli yaşından sonra Ayşe annemiz ve diğer
hanımları ile siyasi, sosyoloji ve dini nedenlerle
evlendiğini de biliyorlardı. Ayşe annemiz hariç
hanımların boşanmış ve yaşlı kadınlar olduğunu de
biliyorlardı. Şayet şehvet için evlenseydi genciliğinde
ve genç kızlarla evlenirdi. Utanmadan bunun gibi
soruları kıyamete kadar tekrarlayacaklardı; çünkü
onların menfaatlerini ve düzenlerini sadece İslam dini
bozmuştur.
İslam dini İnsanlara ancak iki cihanda yol gösterici, rahmet mutlu
kılmayı ve birde İslam dini eski ‘’cahiliye’’ inanç ve
adetlerini yok etmek için gel hedeflemiştir. Böylece
kadınları ve köleleri özgür kılmış ve insanları puta
tapar olmaktan kurtarmış.
Tek bir
Allah'a ve
sadece ve sadece ona itaat etmeye çağırmıştır.
Müslümanlar kuranı 14 asırdan daha fazla, büyük İslam
devleti içinde uygulanmıştır. Huzur, mutlu ve güvende
yaşadıklarını de bilmektedir. Ancak onların İslam’a kin
ve nefretler duymamakta oldukları için görmezler,
duymazlar ve işitmezler.
Dünyadaki dinlerin ve din âlimlerin kadınlarla bakışlarını:
1- Hıristiyanların kadına karşı tavırları:
kiliselerde kadın varlığı ile ilgili tuhaf kongreler
düzenliyorlardı: Bunlardan: Kadının ruhu var
mı yoksa yok mu? Sonunda ruhunun olmadığına karar
vermişlerdir.
* 5 yy )makun veya makin(
kongresinde kadının ruhu olup olmadığını tartışılmış ve
kongre kararını da: Kadının kurtarıcı bir ruhunun
olmadığına da karar veriyorlar.
*
Azizler diyor ki: Kadının ruhu yoktur.
Genellikle kadınlara bakış açıları çoğunlukla
dini inanışlar yönlendirir. Bozulmuş ve tahrif edilmiş
çoğunlukla da ve erkek Âlimler tarafından yazılmış
kutsal metinlerden faydalananlar kadınları aşağılarlar
ve hor görürler. Mesela Hıristiyan azizler "Hz. İsa'nın
annesi dışında kalan tüm kadınların cehennem azabından
kurtulamayacağını" söyler. Hıristiyanlıkta kadın;
kötülüğü, şeytana uyma ve ayartmacılığı temsil eder.
Çünkü Hz. Âdem’e haram meyveyi yedirterek cennetten
kovulmasına ve böylece insan neslinin günahkâr olmasına
sebep olan bir kadındır. Bundan dolayı Hıristiyanlık
evlilikteki cinsel ilişkiyi günah ve kirlenme
saydığından, rahipler evlenmez. 6. Asırda Azizler ve
papazların mason meclislerin de söz sahibi oldukların
da; kongre düzenliyorlar ve kadının ruhu olup olmadığı
tartışılmış, bir oy dışında ruhunun olmadığı kabul
edilmişlerdi. Ünlü Hıristiyan ilahiyatçısı Clément'e
göre; "Kadınlar kadın oldukları için utanmalıdırlar."
Manastırlara kapanan birçok kişinin de sebebi evlenerek
günah işleyeceklerine inanması ve kirleneceklerini
düşünmeleridir.
* Rahip Augustinus soruyor: Allah neden kadınları yarattı? Sonra
diyor ki: Şayet Âdemin ihtiyacı güzel bir yaşam geçirmek
ise; Bir kadın ve erkektense; Ona iki erkek dost sağlaya
bilirdi ve dostça yaşarlardı. Sonra ona asıl yaratılma
sebebinin sadece çocuk yapması olduğunu anlıyor.
* Martin Luther de bunlardan ilham alarak diyor ki: Kadınlar
yorulursa ve bitkin düşerse veya ölürse, bunların
hiçbiri önemli değildir. Bırakın onlar sezaryen doğum
yaparken ölsünler. Çünkü onlar bu iş için
yaratılmışlardır.
* Protestanlar da 16.yy.
da ortaya çıktıklarında Lutherliler kongre düzenliyorlar
ve kadınların insan olup olmadığını konusunu tartışmaya
açmışlardır.
* Kutsal kitaplarında
erkeklerin çok evliliğini anlatmıştır ve erkeğin çok
evlilikle ilgili haram kıldığına dair açık bir delil
yoktur, ancak erkeğin çok evliliği ile ilgili cevaz
verdiklerini görmekteyiz, örneğin:
* Çok eşlilikle ilgili
Hıristiyanların kutsal kitaplarında diyor ki metinlerde
Süleyman Peygamber 18 evlilik yaptığını: (Rehavam Davut
oğlu Yerimot`un kızı Mahalat`la evlendi. Mahalat`ın
annesi Avihayil, İşay oğlu Eliav`ın kızıydı. Mahalat
Rehavam`a şu oğulları doğurdu: Yeuş, Şemarya, Zaham.
Rehavam Mahalat`tan sonra Avşalom`un kızı Maaka ile
evlendi. Maaka ona Aviya`yı, Attay`ı, Ziza`yı, Şelomit`i
doğurdu. Rehavam Avşalom`un kızı Maaka`yı diğer
eşleriyle cariyelerinin hepsinden daha çok severdi.
Rehavam`ın on sekiz karısı, altmış cariyesi vardı.
Bunlardan yirmi sekiz erkek, altmış kız çocuğu oldu).
Tarihler 2. 11 / 18–21.
* Ayını bölümde diyor ki: (Aviya ise gitgide krallığını
güçlendirdi. On dört kadınla evlenip yirmi iki erkek, on
altı kız babası oldu). 11. 21.
* (Samuel l / 2) de diyor ki: (Elkana`nın Hanna ve Peninna adında
iki karısı vardı. Peninna`nın çocukları olduğu halde,
Hanna`nın çocuğu olmuyordu.
Ve Ram tayım sofim in 2 evlilik yaptığını görüyoruz, yani 4
evlilikten daha fazla evlenmekten İncil de bahis
ediliyor. Ancak metinlerde serbest olmadığını de
görmekteyiz). Tarihler 2. 13 / 21.
* Hıristiyanlar asırlarca ve 18. yy. sonuna kadar kadını lanetli
bir şeytan olarak gördüler. Guruplar kadının ruhun olup
olmadığı tartışmak için toplandılar. Tüm buları
görmeyene şaşırıyorum; şimdi’de nasıl oluyor da; bu
büyük hatalarını düzeltmek adına. Nasıl oluyor da
şimdi’de bunlar yeniden kadınların namuslarını ve
değerlerini korumak için yeni düşüncelerin arayışı
içindedirler!!
* Birde Hıristiyanların kutsal kitaplarında diyor ki: (Eğer bir
adam kızını cariye olarak satarsa, kız erkek köleler
gibi özgür bırakılmayacak). Yani çok eziyet etmeyecek ve
hor görmeyecektir.
Mısır'dan Çıkış 21/7
* Pavlo Yeni Ahit
kutsal
kitaplarından örnek vererek, diyor ki: İlk babamız Âdem
(a.s)ın günahını kadına yüklüyor ve ona hakaret ederek
diyor ki: (Kadın
sükûnet ve tam bir uysallık içinde öğrensin. Kadının
öğretmesine, erkeğe egemen olmasına izin vermiyorum;
sakin olsun. Çünkü önce Âdem, sonra Havva yaratıldı;
aldatılan da Âdem değildi, kadın aldatılıp suç işledi).
Timoteos 1. (2 / 11-14).
Pavlo, ebeveynin günahını kadına yüklediği andan beri; Hıristiyan
kadınları dışlamaya başladı ve onu şeytana giden bir yol
olduğunu ve tüm kötülüklerin sorumlusu ve toplumların
çöküntüsünün kadının olduğunu gördüler.
* Rahip Tertulianus diyor ki: O’ yani kadın, şeytanı insanın ruhuna
girmesi için bir kapıdır, O’ Allahın emrini ve erkeğin
ahlakını bozan kişidir. Havva annemizin ilk yaptığı
hatanın rolünü anlattıktan sonra diyor ki: Biliyor
musunuz, sizin her biriniz bir Havva’dır? Şeytanın
girdiği yerin kapısısınız. İşte siz kolayca Allah ı
yansıtan erkekleri yok ettiniz.
* Rahip steaua diyor ki: O’ vazgeçilmeyen ve istenilen bir afettir.
O’ aile ve ev için bir tehlikedir, öldürücü bir
sevgilidir ve her yeri kaplayıp ağartılan bir
felakettir.
* Kadının
birisi Rahip Cirom nasihat istiyor ve ona diyor ki:
Kadın erkeğin en büyük düşmanıdır. Ve o’ ahlaksızdır ve
erkeği sonsuz helake götürür, çünkü o’ havadır ve cinsel
yönünden çekicidir.
İşte Hıristiyanlarda
kadının yeri; Kadını hor görme ve hakaret etme anlayış
vardır ve bunlar İslam’da kadının yerini nasıl tartışa
biliyorlardı?
2- Yahudi dinide kadınlara karşı Hıristiyanlardan daha çok zulme ve
hakarete uğramışlardı. Sizlere bazı Tevrat, tel mut ve
hahamların sözleri:
* Onlarda kadına miras düşmez, aksine o’ bir mirastır satılır ve
alınır.
* Tel mut göre bir kadının Yahudi olması için şunları yapması
gerekir ‘’Banyo yapma şiarını yerine getirecektir’’
(Kadın tam çıplak olacak ve üç hahamın huzurunda hamama
girecek).
* Tel mutada şöyle ifade ediliyor (Yahudi bir erkek evinin içinde
zina yaparsa kadının şikâyet etme hakkı yoktur).
* Haham lop (Milamid men barudî) diyor ki: Bir insanın yüksek
makamlar ulaşması için namazda hanımını çıplak olarak
düşünmesi gerekir).
* Haham Kam diyor ki: (Yahudi dininden olmayanlarla ister erkek
veya kadınlar olsun zina yapabilirsiniz, çünkü onlar
yabancıdırlar (Hayvan neslindendirler).
İlave ederek diyor ki: Yahudilikte kadınlar özel günlerinde temiz
olana kadar evden uzaklaştırmalıdırlar, temiz olana
kadar yemekte ve yatakta onlarla olmayınız. Temizlenince
eve dönsünler).
* Papa Patra diyor ki: Ne mutlu Allah erkek çocuğu kısmet etmiş
olanlara; ne kötü sade kız çocuğu kısmet etmiş olanlara.
* Tevrat’ta sınırsız çok evlilik caizdir.
3- Mekke de cahiliye döneminde kadına bakışları ise: Kadınların
şerefini korumadıkları için, onlar toplumda ayıp ve
utanç verici olarak görüyorlardı. Bundan dolayı
kızlarını diri diri gömme âdeti ortaya çıkmıştır.
4- Çin, Hindistan, fars ve diğer milletlerde kadına bakışları, onu
hizmetçi ve ticaret aracı olarak görüyorlardı. Onları
kumar oyununda ipotek karşılığı satıyorlardı. Kadını bir
meta olarak görüyorlardı ve akraba evliliğini teşvik
ediyorlardı.
İşte milletlerin yaşayışları ve İslam’ın nuru ile
ışıklandırılmayanlar. Halkı cahiliyet, zulüm ve şehvet
dehlizlerinde yaşadılar. Ve kadınlar hayvandan daha kötü
bir durumda oldular.
Böylece menfaatçi siyasetçiler; Kadının psikoloji, sosyoloji ve
biyoloji yönünü gözetmeden, kadın - erkeğin eşitliğini
başlattılar Arapların bir atasözünde şöyle diyor (İşi
daha da kötü hale getirdiler). Bunların tüm dedikleri
yalan ve iftira. Allah u Teâlâ bunların hakkında diyor
ki: (Onlardan öncekiler de tuzak
kurmuşlardı. Bütün tuzaklar Allah’a aittir. O, her
nefsin kazandığını bilir. İnkâr edenler de dünya
yurdunun sonunun kime ait olduğunu bileceklerdir) Rad
42.
5- İslam dini geldiğinde kadına değer
verdiğini, kadın haklarını sağlamış, şanını yüceltmiş ve
iffetini korumuş olduğunu bilmekteyiz. Allah u Teâlâ
dedi ki (Rabbin,
sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi
davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri
veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine
"of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz
söyle.) İsra 23. (De ki: “Eğer
babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz,
aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından
korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size
Allah’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha
sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar
bekleyin!). Tövbe 24.
Peygamberimizde
kadınlarla ilgili şöyle anlatıyor: (Cennet Anaların
ayağı altındadır) Ahmet, nessai ve hâkim rivayet
etmiştir. (Sizin
en
hayırlınız,
ailesine
karşı
hayırlı
olandır Ben
aileme karşı hepinizden daha
hayırlıyım) bin maca ve hâkim
rivayet etmiştir. (İmanı kâmil olan mümin, güzel ahlaka
sahip olan ve eşine en yumuşak davranandır) Tirmizi,
nessai ve hâkim rivayet etmiştir. (Peygambere birisi
geliyor ve diyor ki: Yâ Resulallah, en çok kime iyilik
ve ihsan etmeliyim?" "Annene." "Sonra kime?" "Annene."
"Sonra kime?" "Annene." "Sonra kime?" "Sonra babana)
Buhari ve müslüm rivayet etmiştir.
İslam kadın ve erkek eşitliliğine de önem vermiştir: onlardan;
Rızık, çalışma, ibadet yapma, ceza, sevap ve bunun gibi
birçok konur eşit olduklarına önem vermiştir.
Allah u Teâlâ diyor ki:
(Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler
ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata
devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar,
sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı
erkekler ve mütevazı kadınlar, sadaka veren erkekler ve
sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan
kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını
koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve
zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir
mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır ve büyük bir
mükâfat hazırlamıştır) Ahzap 35.
(Kim bir kötülük işlerse, onun
kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak
faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler,
orada onlara hesapsız rızık verilecektir) Gafir 40. (İş,
ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna
göredir. Kim kötü bir iş yaparsa onunla cezalandırılır.
O kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir
yardımcı bulabilir). Nisa 123. (Onlardan kimi de, Eğer
Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka
vereceğiz ve elbette biz Salihlerden olacağız! Diye
Allah'a and içti). Tövbe 75. (Ey insanlar! Şüphe yok ki,
biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve
birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere
ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı
gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla
bilendir, hakkıyla haberdar olandır). Hucurat 13. (Kim
de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını
görecektir). Zelzele 8. (Resulüm!) Biz seni ancak
âlemlere rahmet olarak gönderdik.).
Enbiya 107.
Son olarak Islama savaş açanlara diyoruz ki ister batılı veya
doğulu olsun: Sizin dininizde; erkelerin çok evlilik
yapması serbest ve kadınların çok evlilik yapmaması;
İslam sisteminde olduğu gibi; Neden yeni oyunlar ve
sahte işlerin peşindesiniz! Neden kadınlara erkekten
daha çok hak tanımasını istiyorsun ve erkeleri küçük
düşürüyorsunuz? Neden kadınların yasak ilişkilerini ve
evlilik dışı çok kişilerle beraber olmayı
savunuyorsunuz? Neden kutsal aile müessesini zayıflatmak
istiyorsunuz? Allahtan, toplumdan ve insanlardan hiç
utanmıyorsunuz? Ticaretiniz kazançlı oldu mu? Emniyet ve
güven içinde hiç yaşadınız mı?
İslam’da
kadının çok evlilik yapması neden yasak?
1- İlk olarak İslam’ın emri olduğu için ve bu evlilik kadınlar için
yasaklamıştır. Ancak kadınlar boşandıktan sonra bekleme
süresi dolduktan sonra; ikinci sonra da üçünü ve
dördüncü ile evlenebilir. O süre dört ay on gündür (iddet
günleri) bu sürede kadının hamile olup olmadığını
gösterir ve sonra; İslam emirlerine mutlak uymamız
gerekir; Nasıl domuzun eti, içki ve özel günlerde kadına
yaklaşmak haram ise bu konu da onlar gibi kadının da bir
anda dört kadınla evlenmesi de haram kılınmıştır.
Bildiğimiz üzere kadınların asıl görevi: Allah ve resulün emrinin
dışına çıkmadan, kendisinden sorumlu olanların
emirlerine itaat etmektir. Görevlerini yerine getirmiş
olursa, dünya ve ahrette mesut ve bahtiyar olur ve
cennetle müjdelenir.
2- Münafık ve kötü insanların insafa geldiklerinde ve yeryüzünde ve
göklerde yarattıklarını aklıca düşünseler. Bu soruların
cevaplarını bileceklerdi! Allah u Teâlâ İnsanları erkek
ve kadın olarak yarattığını ve ulvi görevlerinin ve
Allah katında en yüce varlık olduklarını bileceklerdir.
Erke ve kadın
arasında fıtri ilişkiler içgüdüden doğan mevcut doğal
bir ilişki olduğunu. Bundan maksat da cinsin bekasıdır.
Eğer her ikisi arasındaki bu cinsel ilişki tahakkuk
ederse bu durumun gerçekleşir ve bilinen bir şeydir.
Ancak onlar duyamazlar, konuşamazlar ve kördürler akıllanmazlar
veya akıllı olmayı istemezlerde. Ve bunlar
içgüdüyü sınırsız olarak serbest bırakmak fertler ve
aileler arası kötülüğü helal kılmak ve insana ve topluma
zarar vermek için yapıyorlar.
3- Biliyoruz ki: Kadınların eşleri vefat ettiğinde fıtratları
gereği genellikle evlenmezler, çünkü oların asıl
görevleri şehvet değil aksine mutlu bir aile kurmak,
annelik görevini ifa etmek ve iyi çocuklar
yetiştirmektir.
Bir kadın tüm haklarını ilk eşinden elde ettiği takdire genellikle
evlenemez. Evlenmeyi isteyenlerin oranı azdır, onlarda;
ya dedikodulardan kendilerini korumak ya yetim
çocuklarını gözetmek yâda maddi yönde mutlu yaşam elde
etmek için evlenirler.
Ancak erkekler öyle değildirlerdir ilk olarak cinsel arzuları için
kadınlarla evlenirler, bunu la birlikte erkekler çocuğa
bakmazlar ve ev işini yapmaktan acizdirlerdır.
4- Daha önce eski dinlerin ve siyasi ve din adamların görüşlerini
anlatmıştık. Nasıl kadınları hor görüp hakaret
ettiklerini? Şimdide batılı âlim ve siyasetçilerin
menfaatleri doğrultusun da istedikleri gibi görüşlerinin
değiştiğini görmekteyiz. Şimdide; sınırsız erkek ve
kadın eşitliği; Psikoloji, sosyoloji ve biyoloji
yönlerini gözetmeden savunmaktadırlar.
Bunların kötü amaçlarının olduğunu her akıllı kişi bilmektedir.
Bunların amacı yüce ahlak ve ilkeleri yok etmek, madeni
servetlere el koymak ve onları yönetmek için
çalışıyorlardır.
5- Başka bir sebep ise, ilmin de ispat ettiği olan; Allah u Teala
erkeklere şehvet fıtratını kadından daha çok ihsan
etmesidir. Tıp görüşlerine göre, Amerika hastanelerinde
çalışan Dr. Mehmet Öz şöyle diyor: genel olarak
kadınların 3’te 2’si evlilik ilişkilerinden zevk
almazlar. Birde buna ilave hamilelik, çocuk olması, özel
günler, menopoz dönemleri ve korku ve üzüntülü eklenirse
açıkça belli oluyor. Nedenine gelince Allah daha iyi
bilir. Ancak bize göre Allah kadınlara çocuk sevgisi,
çocuğa bakma, Seçkin ve terbiyeli çocuk yetiştirme,
mutlu ve iyi aile kurma ve evine önem verme ve evinde
çalışmayı ihsan etmiştir.
Biz burada kadının genel yapısını anlatıyoruz. İslam da kadınların
çalışması yasak kılmamıştır, ancak yapısına ve
psikolojisine uygun işlerde çalışa bilir. İslam
tarihinde çok örnekler vardır. Nice âlimler,
tasavvufçular, tüccarlar, tabipler, eğitimciler,
mühendisler ve hükümdarlar kadınlardan ortaya çıkmıştır.
İşte peygamberimi hanımları, Ayşe annemiz hadis
biliminde, Hatice annemiz ise ticarette çalışmışlar ve
diğer Müslüman kadınlar ise savaşlara da yemek, terzilik
ve tedavi işlerini çalışmışlardır. Ve hatta halifelerin
hanımları devleti yönetmede büyük rolleri vardı.
Not: Japonlar, Evhamımı mesleğine önem veriyor ve bu mesleği dışarıda
çalışmaksızın kadına maaş bağlıyor. İngiltere ve Avrupa
ülkelerinde de bu tür çalışmalar vardır.
İslam dini ise 14 asır önce bu görev ve hakları belirtmiştir.
6- Birde başka ihtilaflı konu vardır. Oda kadın birçok kişi ile
evlendiğinde, çocuğunun kimden olduğunu bilinmesi
gereksinimidir. Buradan yola çıkarak bir kadının birden
fazla evlilik yapamamasını da buna bağlayabiliriz.
Kadının çocuğu kimden olduğunu beklemesi için temiz olma
gününe kadar beklemeli (İddet günü dediğimiz 4 ay 10 gün
beklemesi), Aksi tekdirde kadın kendini koruyamaz.
Bazı kişiler günümüzde (DNA) testi ile
mümkün olduğunu ifade ederler. Bende diyorum ki hangi
kadın veya erkek vaktini ve parasını harcayacak ve
hastanelerde çile çekerek tahlillerin sonuçlarını
bekleyecektir? Halkın dedikoduları hariç? Bilindiği
üzere insanlarımızın birçoğu çok hasta oldukları halde
hastaneye gitmekten acizdirler.
Bununla birlikte doktorların bir tespitleri vardır; ağır hasta
olan bir kadının (DNA) testinin yapılması çok zor
olduğunu söylüyor.
7- Kadınların çok eşle evlenmenin tehlikeli olduğunu modern tıp
bilimi keşif etmiştir o da. Her erkeğin kendine has
sperm şifreleri bulunmaktadır, birini diğerinden farklı
olduğunu; tıpkı parmak izlerinin farklı olduğu gibi.
Kadın vücudunda bilgisayar gibi cihaz taşımakta, kendisi ile
birlikte olan erkeğin şifrelerini depolar. Şayet
bilgisayara bir şifreden fazla girerse onu kabullenemez,
sanki bilgisayara virüs bulaşmışmış gibi ve içindeki
programla dengesini bozar ve bozulur. Tüm gece hayatı
yaşayan kadınlarında kötü hastalıklar olur birçok
şifrenin girmeciden dolayı, özellikle rahim kanseri.
Yoğun çalışmalar sonucunda bu problemin tedavisi ve
çözümü İslam sisteminde olduğunu gördüler.
Kadının temiz olması için; İslam’ın kanunlaştırdığı (kabul ettiği)
tek eşlik ve boşandıktan sonra temiz olması gerekir.
Bu konuda birsi bir soru sorabilir. Neden boşanan ve dul kadın
arasındaki uzak olma süresi gerekir (iddet gününün
olması)?
Boşanmış ve dul kadın arasında çalışmalar yapılmış ve tahlil
sonuçların da, dul bir kadının anlattığımız şifreleri
unutması için boşanmış kadınlardan daha fazla süre
ihtiyaç gerektiğini ispat etmişlerdir. Bunu da kadının
psikoloji durumuna bağlıyorlar. Eşini sevdiği için,
vefatına çok üzülür. Ancak boşanan kadın aralarındaki
sevgi kayıp olduğu için eşini çabuk unutur.
8- Şimdi size bir soru yönelteyim; Şayet bir kadın eşinin isteğini
tam yerine getiremiyorsa; Nasıl olurda dört eşin
yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirecektir? Şayet kadın birkaç eş ile
evlenirse kiminle kalacağı yetkisine sahip olabilir mi?
Kadınlar eşleri arasında anlaşmasızlık ve problemlerin
çıktığı an, bunlara karşı gelebilir mi? Ve soruyoruz
nerde iddia ettiğiniz adalet ve eşitlilik bu durumda?
9- Kadının
erkekten nafaka ve mihr alması İslam’da şarttır. Eğer
aksini düşünürsek o zaman kadının çok ve ağır şartlarda
da çalışması gerekmez mi? Bu da kadının evliliğini ve
görevini engellemez mi?
Şayet her kez kendi nafakasını sağlasa bile, kadının evlere ve çok
eşe ve çocuklara bakma işi evliliği zor duruma sokmaz
mı?
10- Kadını kendine has
özellileri vardır bunlardan:
hastalıklara karşı savunma kabiliyeti bulunması.
Erkeklerin savunması ise daha azdır ondan dolaydır ki
kadınların ortalama yaşları erkeklerden daha fazladır.
Birde erkeklerin savaşta ve ağır işlerde çalıştıkları
için vefat etmeleri daha çok olur. Buda kadının sayısını
artırır. Ondan dolaydır ki erklerin evliliğine izin
verilmiştir. Böylece kadının bekâr kalmasını engeller.
Kadının
evlenme arzusu erkeklerden daha az olma sebepleri:
A- Toplumlar da kadının durumu incelediğimizde, O’ çocukları ve
eşini çok sevdiğini. Eşini sevme sebebi ise: Ailenin
reisi olduğu ve onda arzu ettiği özelliklerin bulunduğu
için bunlardan: kişilik, şeref, kıskançlık, güzel ahlak
gibi veya para, şöhret ve makam gibi konularda da onu
mutlu etmesidir.
Aynı şekilde kadınlar gül ve çiçeklere özen gösterme, takı, altın
gümüş, ipek elbiseleri ve bunun gibi süz kullanmayı ve
evin alışverişini yapmasını arzu eder. Erkek ise
evleneceği kadına âşık olur, aşk kitabı ve şiirleri okur
ve sevgilisi ile ne zaman lokantaya ve eğlence yerlerine
gideceğini ve onunla ne zaman evleneceğini düşünür.
Erkeklerin kadınlardan daha çok evlenme arzusu da
bulunma ispati, Allah u Teâlâ
Erkeklere hitap ederek diyor ki: ((onları
değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer,
üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar
arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o
takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler)
ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha
uygundur. ) Nisa 3. Tüm toplumlarda
genellikle erkekler kadınları istemektedirler. Bununla
birlikte erkeğe dört evliliğin izin verilmesi kadına ise
izin verilmemesidir.
B- Diyelim ki bir erkek, önemli bir görevde sorumlu oldu, ona bir
muamele işlerini kolayca yürütmesini istenildiğinde, bu
işi yürütmek için aracı olanlar ona kadının müracaata
bulunması veya hediye olarak para, araç olarak gönderir.
Şayet kadın bu görevde olursa, aracı kişiler ona altın,
gümüş, pasta, çiçek ve hatta araba hediye olarak
gönderir. ‘’Salih ve takvalı kişileri tenzih
etmekteyiz’’
C- Kadın ilk amacı evlilikte mutlu bir aile kurmak, Salih büyük
evlatlar ve eşini razı etmektir. Diğer konular ise
genellikle ikinci planda gelir. Ondan dolaydır ki: İslam
erklerin kadınlara nafaka vermesin mecbur kılmıştır.
(sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp
alın, mihrlerini de normal miktarda verin) Nisa 25.
(Kadınlara mihrlerini gönül rızası ile (cömertçe)
verin) Nisa 4.
Aynı şekilde peygamberimiz (s.a.v) kadınların özel hallerinde önem
vermiştir ve erkeklere diyor ki
(Sizden biri hem karısını köle gibi döver, hem de
utanmadan sarılıp yatar) Ahmed, IV, 17;
Buhârî, İman 56;
Müslim, Vasıyye, 5; Ebû Davûd.
(Kocası
razı olduğu
halde ölen kadın
Cennete
girer) Tirmizi; İbn maca ve
el-Hâkim. Kadınlara da şöyle diyor (Kocası
çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha
kadar lanet eder). Sonra ilave ediyor
ve diyor ki: (Eşi birliktelik istediği zaman sonraya
erteleyen kadına Allah lanet etmiştir). Buhari.
Bundan dolayıdır ki peygamberimiz diyor ki: (Biriniz hanımın yatağa
çağırdığında; gelmese Melekler onu sabaha kader
lanetler) Buhari. Şayet herhangi bir mazereti olmazsa;
hastalık, yorgunluk; özel durum vs. Erkeklerde bu
konuları düşen şey duyarlı olmaları gerekir.
Günlük hayatımızda da görüyoruz ki: Erkeklerin eşleri
vefat ettiğinde, daha önce ifade ettiğimiz, uzun süre
eşsiz kalamazlar. Ve Erkekler yeni eşi ile evlenmek için
tüm malını ve servetini, evlenmeyi kabul ettiği an
vermeye hazırdır, çünkü o’ biliyor ki kadınlar belli bir
yaştan sonra evlenmeleri zordur, özellikle boşanmış ve
maddi durumu iyi olan kadınlar, ancak mecbur kalan
kadınları güvence verip ikna ederek evlene bilirler.
Bu hadisler bir şey anlatmaya çalıştırması ile birlikte; Erkeğin
şehvete daha çok isteği olduğunu da ifade eder. Çünkü
erkekler şehveti isteyen kadın ise istenilen kişidir.
Çünkü erkekler bu konuda daha istekli olur ve daha sabırsız olur.
D - İstettiklere bakınız; kötü yerlere gidenlerin çoğu erkeklerden
olduğunu özellikle evli oldukları
ispat edilmiştir. Kadınlar ise çoğunun istemeyerek kötü
yerlere gitmeleri görülmüştür ve gidenler ya yoksulluk,
paraya ihtiyacı olması ve mutlu yaşamak veya cahillikten
dolayı gitmişlerdir, çok azı şehvet için giderler.
İslam neden
erkeğin çok evliliğini caiz kılmıştır?
1- Daha önce de kadınlar için belirdiğimiz gibi; ilk sebep olarak
Allah’ın emri olduğu için ancak bazı şartlar oluşursa bu
evlilik serbest olur.
Tıpkı bazı kuş ve hayvan etlerinin yenilmesi veya yolculukta
namazın kısaltılması veya cem etmesinin serbest
oldukları gibidir.
Her fert Allahın emrini yerine getirmekte serbesttir; ancak kıyamet
günüde sonucuna da katlanacaktır.
Dört kadınla evlilik Allah’ın emirlerinedir uyup uymadıklarına da
onlar özgürdür. Allah u Teâlâ diyor ki: ((onları değil),
size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder
olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da)
adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o takdirde bir
tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.
Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur). Nisa- 3. (Ne kadar
uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine
getiremezsiniz. Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip
ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın
gibi bırakmayın.). Nisa 129.
Dört kadınla evlilik (Teaddüt-ü Zevcat) İslâm’da bir emir, mutlaka
yapılması gereken bir farz değildir Belli şartlarda
belli özelliğe sahip erkeklere tanınan bir olaydır.
Belli şartlarda belli özelliğe sahip olmaları gerekir.
Kur’an da Allah u Teâlâ tek kadınla evliliği
Müslümanlara tavsiye etmektedir. Dolayısıyla İslam’da
tek eşlilik esastır. Fıkıh kitaplarında açıklandığı
halde, münafıklar bu
Adaletsiz tartışmayı sürdürmektedirler.
Bu konunun daha iyi anlaşması için: Devlet büyükleri ve anayasa
hâkimleri, ülkelerin yasalarını çıkardığında; mümkün
derecede vatan ve vatandaşın menfalarını gözeterek
çıkarırlar; Çoğu zaman halkın görüşünü almadan.
Çıkarılan yasayı uygulamadıkları takdirde ceza almaları
kaçınmaz. İşte Allah’ın yasalarda aynı şekilde bizim
için Allah tarafından bizleri düşünerek yasaları
çıkarmıştır, ister kabul edersin veya cezai hak edersin.
2- Amerikan doktorları ve onlardan Dr. Mehmet Öz’ün açıkladığı gibi
kadınların üçte ikisini cinsel zevk almadığını daha önce
ifade etmiştik.
3- Kadınların başka görevlerinden, yemek pişirme, temizleme,
misafirleri karşılama ve çocuğa bakma ve yetiştirme
görevi vardır. Şayet birçok çocuğu olursa nasıl bakmaya
gücü yetecektir?
4- Erkeğin başka kadınla
evlenme sebepleri ise, kadının tedavisi zor olan
hastalıklar, çocuğu olmama, eşinin ahlakı kötü olama
veya onu sevmeme olabilir. Birde erkeğin cinsel yönünden
isteğinin çok olması da olabilir ve bunun gibi konular
çok evlilik yapmasına neden olabilir.
5- Erkeklerin cinsel şehvetlerinin daha çok olduğunu. Buda içgüdü,
fıtratla ve psikoloji yönüne bağlıdır.
6-
Daha önce anlattığımız gibi.
Allah u Teâlâ erkeğe bazı özelikler vermiştir bunlar:
Erkeğin Aileye bakma, ev dışında, zor ve sabır isteyen
ve kadınların yapamayacakları işlerde çalışmayı ihsan
etmiştir. Ancak kadınlara de annelik duygusu, iyi çocuk
yetiştirme ve evde ve kolay işlerde çalışma yeteneğini
ihsan etmiştir.
7- Daha önce belirdiğimiz
gibi çok eşliliğin şartlarının olduğunu maddi ve manevi
yönden eşler arasında adalet, eşitlik sağlaması gerekir.
Evlenenler arasında da maalesef bu eşitsizliği
görmemekteyiz.
İslam’da erkeğin diğer
kadınla evlenme sebeplerinden ise: Kadının çocuğunun
olmaması, ağır hastalıklı, kötü ahlaklı olması veya bir
nedenden dolayı ondan nefret etmesi, birde erkeğin
cinsel şehvetinin çok olması de bir sebep olabilir.
SONUÇ
Şayet biz Allah’a ve kuranı kerimine inanırsak, Allah’ın bu
ayetlerine de önem vermemiz gerekir. (Biz o kitapta
hiçbir şeyi eksik bırakmadık.) enam, 38. (size helâl
olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak
üzere nikâhlayın) Nisa–3. Allahın ayetlerini kabul
etmeyenler ya cahil, anlamıyor ve akıllanmıyorlar yâda
siyasi ve maddi amaçları olan münafık kişilerdir yâda
bedensel psikoloji hastalıkları vardır. Ve insanlar
arasında fuhuş’u yaymak mı istiyorlardı.
Kadının fiziksel ve biyoloji yönünden fıtratını daha önce anlattık
ve onlara diyoruz ki: ِAllah’ın
ve Resulünün dediklerine hale inemiyorsanız; o zaman
bizde sizlere Allah u Teâlâ’dan deleriz ki, Ayette
belirdiği kişilerden olmasınız, diyor ki (Onları
‘Kâfirleri’ uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir;
inanmazlar) Bakara, 6.
Sizleri ve bizleri doğruluğu ve Salih olmayı Allah niyaz ederim.
Nizameddin İbrahimoğlu
Hitit Üniversitesi- Çorum